Gaziler, ekonomik zorluklar, fiziksel yaralanmadan dolayı özerkliği kaybetme, organ kaybı ile başa çıkma, yakın ve sosyal ilişkilerin zedelenmesi, gelecek beklentisini yitirme, ruhsal sorunların artması ve kendilik değerinin azalması gibi olası problemlerle karşılaşabilmektedirler.
Gaziler, yaşadıkları yaralanmalar veya ampütasyonlar sonrası hem bu durumla yüzleşmek hem de proteze alışmak gibi zorlu aşamalardan geçmektedirler. Amputasyon sonrası en sık karşılaşılan zorluk gazilerin tedavi yöntemlerine ve protez kullanımına yönelik olumsuz tavırlarıdır. Bunun nedeni gazilerin uzuv kaybından dolayı kendilerini eksik ve işe yaramaz olarak görmeleri ve azalmış benlik saygısıdır. Tedavi ekibinin bu süreçler hakkında bilgi sahibi olması ve empatik yaklaşımları sorunun çözümünü kolaylaştırmaktadır. Ayrıca sadece fiziksel değil psikolojik olarak da zorlu süreçler yaşamaktadırlar. Örneğin yanında şehit olan arkadaşlarına yardım etmede çaresiz kalarak sağkalım suçluluğu duyulabilmektedir (2).
Yapılan bir araştırmada (3) gazilerin en rahatsızlık duydukları durumlardan ilki çabuk sinirlenme ve öfkelenme, ikincisi yaşamdan eskisi kadar zevk alamamadır. Ayrıca anımsatıcılarla ilgili sıkıntı duyma, irkilme ve olayı yaşadıkça fiziksel belirtiler yaşama gibi problemlerde yaşadıkları saptanmıştır. Aynı çalışmada gazilerin olayla ilgili görüntüleri zihinden uzaklaştıramama, olayı yeniden yaşama, korkulu rüya görme, hatırlatıcılardan uzak durma, ilgilerin azalması, insanlardan uzaklaşma, hissizleşme, uyku problemi, unutkanlık ve dikkatini toplayamama, her an tetikte olma, olayla ilgili düşünce, duygu ve anılardan kaçınma, olayla ilgili anımsama zorlukları, ölüm karşısında anlamsızlık yaşama, suçlu hissetme, üzüntülü ve kederli hissetme, geleceğe dair umutsuzluk, kendini öldürme düşüncesi ve gündelik işlerde güçsüzleşme gibi problemlerde yaşadıkları tespit edilmiştir.
Gaziler in Maruz Kaldığı Stres Faktörleri
Stres konusunda gerçekleştirilen araştırmalarda bazı meslekler yüksek düzeyde riskli ve sonuçta stresli işler olarak tanımlanmaktadır. Örneğin; asker-polis gibi güvenlikten sorumlu meslek grubuna mensup olmak, savaş muhabirliği, sağlık personeli olarak doktor ve hemşireler, müşteri temsilcileri, çağrı merkezi çalışanları, güvenlik güçleri, trafik kontrolü uzmanları ve banka çalışanları stresli iş grubunda çalışanlar olarak gösterilebilir. Ayrıca yapılan çalışmalar vardiyalı çalışmanın bireyler üzerinde stres yarattığını ortaya koymuştur (1).
Gaziler her an olabilecek terörist saldırı olasılığından dolayı travmatik strese uzun süreli maruz kalmışlardır. Yinelenen terörist saldırıları, saldırıdan sonraki erken dönemlerde gelişen travma sonrası stres bozukluğu belirtilerinin iyileşmesini olumsuz yönde etkilemekte ve bu toplumlarda travma sonrası stres bozukluğunun daha yaygın olarak görülmesine neden olmaktadır. Türkiye’de gündemden düşmeyen şehit haberleri ve görüntüleri gaziler için travmatik olayın canlılığını korumaya neden olarak dolaylı travmayı tetikliyor olabilir. Bu nedenlerle güneydoğu gazilerinde travmatik belirtilere ve depresyona hala yoğun olarak rastlanması olasıdır. Ayrıca, fiziksel yaralanmanın, oluşan yaranın şiddetinin travma sonrası stres bozukluğu gelişimi açısından risk oluşturduğunu gösteren araştırma bulguları, aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen farklı derecelerde fiziksel yara almış gazilerde travma sonrası stres bozukluğu ve travma sonrası stres bozukluğuna eşlik eden depresyon görülme oranının yüksekliğini açıklamaktadır (3).
Yapılan çalışmalar askerlerin içinde bulunduğu topluluk tarafından suçlanacağı ve damgalanacağı korkusuyla psikiyatrik yakınmaları için sivillere göre daha az yardım arama eğiliminde olduğu ifade edilmektedir (2).
Kaynakça: